NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
عِيسَى بْنُ
يُونُسَ
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ
أَبِي
زِيَادٍ عَنْ
الْقَاسِمِ
عَنْ عَائِشَةَ
قَالَتْ
قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِنَّمَا
جُعِلَ
الطَّوَافُ
بِالْبَيْتِ
وَبَيْنَ
الصَّفَا
وَالْمَرْوَةِ
وَرَمْيُ الْجِمَارِ
لِإِقَامَةِ
ذِكْرِ
اللَّهِ
Âişe (r.anhâ) demiştir
ki:
Resûlullah (S.A.V.);
"Beyt'i tavaf etmek ve Safa ile Merve arasında sa'y etmek ve Cemreleri
atmak ancak Allah'ı zikretmek için meşru kılınmıştır" buyurdu.
İzah:
Tirmizî, hac; Dârimi, menâsik;
Ahmed b. Hanbel, VI, 64, 75, 139.
Aslında her ibâdet
Allah'ı zikretmek için meşru kılınmıştır.Beyt'i tavaf etmek Safa ile Merve
arasına sa'y etmek ve cemreleri atmak da her ne kadar görünüşte bir ibâdet gibi
değilse de aslında bu fiiller de cereyan ettikleri yerleri takdis ve ta'zim
maksadıyla değil, ancak ALLAH Teâlâ ve takaddes’i zikretmek için, onun zikrini
devam ettirmek için meşru kılınmışlardır. Binaenaleyh bu ibâdetleri yapmakta
olan bir hacı adayı etrafında bulunan taş ve topraklarla meşgul olmak yerine
bizzat buraları ziyareti emreden ALLAH C.C.’YU zikir ile ve O’na kullukla
me'mur olduğunun şuur ve idrâki içinde bulunmalı ve bir an dahi Allah’tan gafil
kalmamalıdır.